Tribün kültürü çok kitap okuyarak veya çok gezerek kazanılan bir kültür değildir.Tribün kültürünün bu özelliği diğer kültürlerden ayıran en büyük özelliğidir . Stad da o atmosferi yaşamak da gerekir.Nerede ne yapılacağını bilmektir. Tezahürat bilmek ve hikayesini düşünmek bir tribüncü özelliğinde en başta gelmektedir. Duruşu bile farklıdır tribün kültürüne sahip insanın. Kendine güvenlidir hem tribündeyken hem de sivil hayatındayken... Nasıl kazanılır bu kültür diye sorulabilir... Baban daha 7 yaşındayken elinden tutup maça götürdüyse, orta okuldayken deplasmana gitmene izin verdiyse içine işlemiştir bu kültür... Tanımışsındır tribündeki insanları artık. İsmini bilmezsin ama her gördüğün yerde selamlaşırsın... Golden sonra bir bakmışsın ki hiç tanımadığın insanlarla kucak kucağasındır...Birbirine sarılmış omuz omuza takımına deste veriyosundur...Hastalıktır tribün kültürünü kazandıktan sonra maçlar artık. Deplasmanları beklersin işlerini ona göre ayarlarsın...Sevgiliye restini çekersin...Takımına sahip çıkar her ortamda korursun.. Tribün hayatının bir parçasıdır ... Bunu yaşamayanlar anlayamazlar... Tribün mafya gibidir,girdiğin zaman çıkamazsın. Tribün sadece futbolda değil her branşta olur.Salon oyunları,havuz müsabakaları,basketbol,voleybol... Hiç fark etmez. Sen artık takımının olduğu her şeye sevdalanmışsındır. Sen artık takımının saha da +1 kişiyle oynamasını sağlıyosundur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder